Bitki Kaynaklı Süt Alternatifleri

Bitki kaynaklı süt alternatifleri yağlı tohumların, kuruyemişlerin, baklagillerin ve tahılların özütlerinin su ile karıştılarak homojenize edilmesi sonucu elde edilerek, çeşitli yöntemler ile lezzet, aroma ve kıvam olarak hayvansal süte yakın değerlere getirilmiş ürünler olarak tanımlanmaktadır.
Bitki bazlı süt alternatifleri, vegan ürünlere yönelen ya da inek sütünün yüksek kolestrol ve laktoz içeriği nedeni ile sağlık kaygısı taşıyan tüketiciler için önemli bir besin grubu haline gelmiştir. Bitkisel ürünlerin sürdürülebilirlik üzerindeki önemli etkisi de bu ürünlerin tüketimine yönelmede güçlü bir algı ve farkındalık oluşturmaktadır. Özellikle Avrupa’da bitki bazlı ürün tüketiminin en önemli nedenlerinin başında, çevresel faktörlerin ve sürdürülebilirliğin geldiği vurgulanmaktadır.
Bitki bazlı süt alternatiflerinin yaygın ve bilinen kaynaklarına baktığımızda, soya, yulaf, badem, fındık, hindistan cevizi, antep fıstığı, kaju, pirinç ve besleyici değeri yüksek bir baklagil olan bezelyeyi gösterebiliriz.
Hayvansal kaynaklı bir süt ürünü ya da diğer bir ifade ile sağılmış sütler zengin protein, kalsiyum, vitamin ve mineral değerlerine sahiptir. Bitkisel kaynaklı ürünlerde ise, tüm bu besleyici öğeleri tek bir kaynaktan sağlamak mümkün değildir. Her bitkisel süt, kendi içinde farklı besin değerlerine sahiptir. Örneğin, soya sütü yüksek protein oranına sahipken badem sütü protein oranı düşük ancak E vitamini olarak güçlü bir kaynaktır. Hindistan cevizi sütü mineraller açısından zengindir, ancak iyi bir protein kaynağı değildir. Eğer diyetimizden hayvansal sütü çıkarıp, bitki bazlı bir süt alternatifi tercih edeceksek, tek bir kaynağa yönelmememiz gerekmektedir. Almamız gereken besin dengesini sağlamak için tüketim çeşitliliğini arttırmalıyız. Bu nedenle birden fazla kaynağın karışım halinde bulunuğu “blend” olarak tanımlanan ürünlerin pazardaki yeri artmaktadır. Tat yönü olarak da beğenilen ve en tercih edilen blend ürünlere, badem-hindistan cevizi sütünü verebiliriz.
Bitki bazlı ürünlerin besleyici değerinin özellikle de protein değerinin, hayvansal sütler ile kıyaslandığında daha düşük olması nedeni ile zenginleştirilmiş ve güçlendirilmiş formülasyonları da karşımıza çıkmaktadır. Bu formülasyonlarda, bitkisel kaynağın artırılarak, protein değerinde önemli bir seviyeye gelinmesi hedeflenmektedir. Vitamin ve mineral ilaveleri ile de formüller desteklenmektedir.
Bitki kaynakları ürünlere yönelimin 2014 yılı ile belirgin bir şekilde öne çıktığını belirtebiliriz ve günümüze kadarki süreçte hızlı bir büyüme sağladını görüyoruz. Bu grup aynı zamanda inovatif fırsatlara da oldukça açıktır.
Bitki bazlı sütlerin içerisinde doğal olarak bulunan liflerin zencefil ve zerdaçal gibi girdiler ile de desteklendiği ürünler, hem bağırsak sağlığına hem de bağıkşıklığa vurgu yaparak, fonksiyonel ürün seçenekleri sunmaktadır. Aynı zamanda dengeli bir tada ve beğenilen bir dokuya sahip olması nedeni ile tercih edilebilirliği yüksek olan badem sütünün, kahve tatları ile zenginleştirilmesi tüketiciye farklı bir tat alternatifi oluşturmaktadır. Bununla birlikte, hindistan cevizi sütünün tropik tatlar ile uyumunun yine tercih nedenini yükselten bir tat profili ortaya çıkardığını belirtebiliriz. Yulaf sütünün kurabiye, çikolata gibi aromalar ile birleştiği ürünler ise tüketiciye sağlıklı ve zevkli bir tüketim alternatifi sunmaktadır. Aromsa Sütlü Ürünler Laboratuvarımızda, süt kategorindeki çalışmalarımız ile birlikte bitki bazlı ürün alternatifleri de çalışıyor, iş ortaklarımıza reçete ve proses desteği sağlıyoruz. Bu ürün grubundaki önemli bir beğeni faktörü olan tat ve yapı özelliklerine inovatif çözümler geliştiriyoruz. Tüketici yönelimini artıracak yeni lezzetler sunuyoruz. Giderek büyüyen ve büyümeye devam edecek olan bu kategoriyi inovatif gücümüz ile destekliyoruz.